
Yönetmen
Peter Weir
Senaryo
Andrew Niccol
Bu filmi izledikten sonra bildiğin kendi kendime sitem ettim niye bu filmi daha önce izlemedim diye. Tam bir başyapıt diyebilirim. Gelelim konumuza...
Truman Burbank güzel bir evi güzel, bir eşi, ve ortalama bir işi olan senin benim gibi bir adam. Her gün evden işe, işten eve gelip giden monotonluğu hat safhada yaşayan bir abimiz. Babasını denize açıldıkları fırtınalı bir günde kaybetmiş ve bu olaydan dolayı denizden korkmaya başlamıştır. Öyle ki bir nehir üstündeki bir köprüden bile geçemiyor.
Gel zaman git zaman babasını kaybettikten tam 22 sene sonra iş yerinin kapısında babasını paçavralar içerisinde görüyor ama babasını 2 kişi aniden kollarından tutup götürüyor. Bunun üzerine Truman şüphelenmeye başlıyor. Etrafındaki tüm olayların bir döngü içerisinde gerçekleştiğinin farkına varıyor. Bunun üzerine Truman yaşadığı adadan ayrılmaya karar veriyor ama bir şekilde sürekli engelleniyor.
Truman aslında bir film setinin içerisinde yaşıyor. Doğumundan 30 yaşına gelene kadar kameralar tarafından takip ediliyor ve ne zaman adadan ayrılmaya çalışsa yönetmen tarafından bir engel çıkartılıyor. Yavaş yavaş bu durumun farkına varan Truman'ın hayat hikayesini anlatıyor.
Başta söylediğim gibi şimdiye kadar neden izlemedim bilmiyorum. Sürekli duyardım ama geçen gün internette gördüğüm bir fotoğraf üzerine izlemeye karar verdim filmi. Kaçırılmayacak derecede güzel bir film. Truman'ın sıradan bir karakter olması sebebiyle kendinizi kolayca Truman'ın yerine koyabiliyorsunuz ve "ben olsaydım ne yapardım?" derken buluyorsunuz kendinizi. Uzun lafın kısası izleyin izlettirin. Haydi iyi seyirler olsun...
9/10
Yorum Gönder